Özel Eğitimde Kullanılan Teknolojik Araçlar

AKILLI TAHTALAR (SMARTBOARD)

Akıllı tahtaların icadı, eğitime bu anlamda bir soluk kazandırdı. Ekranın dokunmatik yüzeyi ve algılayıcı cihazları derste kullanılan görsel malzeme ile hem öğretmenin, hem öğrencinin etkileşimini arttırdı. Ekranda üçgen çizmek, bir yayı çizip hareketlendirmek, yabancı bir dil öğretirken istenen yeri perdeleyip sordukça açabilmek, doğru cevabı sürükleyip bırakıp bir bütünlüğe erişebilmek gibi. Güzel olan şu ki, eğitimcilerin pek çoğu bilgisayar destekli eğitime geçişteki tepkileri göstermedi. Çoğu öğretmen, akıllı tahtaların getirdiği olanakları olumlu karşıladı ve devlet okullarında da, özel okullarda da gün geçtikçe kullanımı artıyor.

 

Ancak benim bu yazıda üzerinde durmak istediğim ek bir unsurun kullanımı değil temelden gerçekleşen bir materyal değişimi. Böyle düşüldüğünde kitap ve kağıt yerine teknolojik bir cihaz koymaktan bahsediyorum.

INTEL CLASSMATE PC (NOTEBOOK)

Bunu yapmak isteyen okullar işe dizüstü bilgisayar / notebook kullanarak başladı. Kısa sürede eğitim için özel notebooklar üretildi. Özellikle Intel firmasınının sunduğu Classmate PC farklı bir yaklaşımdı. Ancak ilk çıktığında yetersiz konfigürasyonu bilgisayar kullanıcıları üzerinde hayal kırıklığı yarattı. Artık geliştirilmiş olsa da keşke bu duyuruyu şimdilerde ve şimdiki işlemci ve netbook platformundan yola çıkarak yapsalardı diye düşünüyorum. Yani düşmelere dayanıklı ekranı sağlam ve uygun fiyatlı hafif bir eğitim notbook’u. (Sitedeki bilgiye göre en son ülkemizde Datateknik satışını gerçekleştiriyor. Ama sitelerinde ürün ve fiyatı ile ilgili bir ipucuna erişemedim)

Classmate PC’nin, geçen yıllar içinde yenilenen profili ve ekranı dönüp katlanan tablet tipi modelinin teknik özellikleri pdf formatında şu sayfada: http://www.classmatepc.com/pdf/Intel-powered_convertible_classmate_PC_Product_Brief.pdf Buraya eklemedim her 6 ayda veya bir senede teknoloji değişiyor bu yazıyı sonradan okuyanları yanıltmak istemem. Siteden ürünün okuduğunuz zamanki özelliklerine bakmak en mantıklısı

$100 ETİKETLİ LAPTOPLAR – OLEP – One Laptop Per Child
Her Çocuğa Bir Laptop Organizasyonu



Ardından gelişmekte olan 3.dünya ülkelerindeki öğrencilere yardım amaçlı ucuz maliyetli 100 dolarlık notebooklar gündeme geldi. Ama zamanla bu fiyatın gerçekçi olmadığı düşünülerek yukarı çekildi. “Bir kendinize, bir de ihtiyacı olan çocuğa satın alın” diyerek organizasyonlar oluşturuldu.

Her şey çok güzel giderken Intel aniden projeden desteğini çekti. Bu acı karara rağmen faaliyetlerini devam ettirmeye çalışan 25 benzer kuruluş var. Detaylı bilgi için okuyabilirsiniz.

Proje Sorumlusu Nicholas Negroponte OLPC’leri Kolombiya’ya ulaştırıyor.
Ne ilginçtir ki projeyi Savunma Bakanı üstlenmiş Milli Eğitim Bakanlığı yerine. Bu projeyi bölgenin gelişimi için bir imkan olarak görmüş. Yıllardır dış dünyadan kopuk yaşayan can güvenliği olmayan ülke çocuklarına, askerler laptopları dağıtıyorlar. İnsan böyle videoları izledikçe dünya çapında teknolojiyi bırakın elektriğe bile ulaşamayan 1 milyar çocuğu düşünmeden edemiyor… Bu çocuklar için bu projenin önemi ne denli büyük değil mi? Öyle acıklı doneler okudum ki Afrika’da geceleri karanlıkta kulübelerini aydınlatabilmek için bu laptopların ekranlarından yararlanmışlar ve daha neler neler. Bu projenin amacının bir kültür emparyalizmi amacıyla yapılmadığını hissettirmek istercesine halkın yerel dilindeki Internet içeriğine ve kitaplarına erieşebildiğine dikkat çekiliyor.

https://embed.ted.com/talks/lang/tr/nicholas_negroponte_on_one_laptop_per_child

Bu gelişmeler olurken notebookların ders içi aktivitelerde yeterince kullanışlı olup olmadığı tartışılır oldu. Düşmesi, kırılması, uzun süreli kullanımda, bilek ve göz sağlığını etkilemesi, klavye kullanımının kalem kullanımını olumsuz etkilemesi, ders esnasında bilgisayar oyunları ve ınternet bağlantısının öğrencinin dikkatini kolayca dağıtabilmesi…

AMAZON KINDLE DX

Böylece kitap yerine geçecek dijital okuyucular gündeme geldi. Bu okuyucular başta Amazon Kindle serisi olarak duyuruldu. Amazon Kindle kitap okumada bir devrimi sunuyordu. Hafif temiz bir ekran. Temizliğini sağlayan ise bilgisayarlar gibi LCD veya LED teknolojileri ile aydınlatılmaması bunların yerine e-ink denen elektronik mürekkep ile görüntünün oluşturulmasıydı. Bu sayede en parlak gün ışığında bile kolayca okunabiliyor ve gözleri asla yormuyordu. Bir kağıt gibi görüntü oluşturuluyor tazeleme yapmıyordu.

Fikir çok tuttu. Özellikle küresel iklim değişikliği, ormanların kesilmesine duyulan kamuoyu öfkesi ve çevreci politikaların öne çıkışı ile geniş halk desteği buldu. Üstelik dijital kitaplar kitapçıda satılandan ucuza satılacaktı. Bütün bir kütüphanenizi yanınızda taşıyabildiğiniz gibi dilediğiniz kitabı anında satın alabilirdiniz.

Bu model eğitimcilerin çok hoşuna gitti. Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir araştırmaya göre bir öğrencinin eğitim hayatı boyunca eyalete kitap anlamındaki masrafı binlerce dolar tutuyordu. Böyle bir okuyucu, hem çocuklarda okuma isteğini yeniden ve güçlü şekilde geri getirebilirdi, hem çocukları kitap taşımanın bel büken ağırlığından kurtarırdı, hem de bilgisayar gibi içerik dışında dikkat dağıtacak unsurlara sahip değildi.

Yine Kindlechat sitesi öğrencilere Kindle’da nasıl işaretleme yapacaklarını ve nasıl kullanabileceklerini anlatıyor.

Amazon da asıl pazarının eğitim olabileceğinin farkında.

Bir süredir okul kitaplarının dijital kopyalarının satışı üzerine çalışmalar sürüyor. Türkiye’de ise bildiğiniz gibi devlet okullarında kitaplar Milli Eğitim Bakanlığı tarafından temin ediliyor. Bunun anlamı bizde başlayacak bir dijitalleştirme operasyonun, devletimize daha bir kaç sene içinde ekonomik olarak yarar sağlayacağıdır.

Amazon Kindle’ın alternatifleri de üretildi. Benzer özellikleri olan hatta ek özellikleri olan modeller piyasaya sürüldü ve şu an satın alınabiliyorlar. Ülkemizde de bazı üniversiteler ve okullar bunları aktif olarak kullanmaya başladı.

MOBILE READ sitesi piyasada bulunan tüm elektronik kitapları ve teknik özelliklerini karşılaştırıyor. 5 inç ve 6 inç ekran büyüklüğündeki e-kitap okuyucular arasında Sony’nin ürünleri de öne çıkıyor.

Milli Eğitim Bakanlığı ne mutlu ki gelişmeleri uzaktan seyretmiyor. 3 ayrı cihazla Ankara’da pilot çalışmalarını sürdürüyor.

“Böyle bir uygulamanın Türkiye’de de başlatılması için çeşitli yazılım şirketleriyle görüştüklerini bildiren Aktürk, ardından Başkentteki 3 ilköğretim okulunda pilot uygulamaya geçtiklerini söyledi. Bu uygulamaların birbirinden farklı içerikte olduğunu belirten Aktürk, çalışmanın ”classmate bilgisayar” aracılığıyla İskitler Evliya Çelebi İlköğretim Okulu’nda, ”notebook” ile Sincan Plevne İlköğretim Okulu’nda ve ”e-book” ile de Sincan Korkut Ata İlköğretim okullarında yapıldığını ifade etti. ”

APPLE iPAD


Apple firmasının duyurduğu iPad tablet yeni bir soluk gibi geldi. Ama ürünün ilk versiyonu pek çok talebi kaşılamadığı için kullanıcılar biraz temkinli yaklaşıyor. Büyük bir iPhone telefona benzeyen cihaz dijital kitap okuyucu, müzik merkezi, film oynatma cihazı, internete erişim olanakları ve 3G ile enformasyon özelliklerine sahip.

Eğitim açısından bakıldığında fiyatı yeterince ucuz değil. Flash uygulamalarını çalıştırmıyor. Oysa Adobe Flash programı eğitim yazılımlarının ve eğitim web sitelerinin en çok kullandığı platform. Ardından Java uygulamaları geliyor. Ürünün ekranının parlak oluşu uzun süreli okumayı zorlaştırıyor. Her istenen eğitim yazılımının iPad tablete kurulamayışı da cabası. USB girişi yok, dahili kamerası yok.

SIFTABLE | PARÇA KÜPLERDEN EĞİTİM MALZEMELERİ

Bu teknolojik cihazlar çok çok hoşuma gitti. Neden mi? Parçalar eğitimde çok amaçlı kullanabiliyor. İstenirse yan yana konup toplama çıkartma veya boyama veya video gösterme yapabiliyor. İstenirse harflerden kelime oluşturma Scrabble oynanabiliyor ve kelime doğru mu diyerek elindeki sözlük veritabından kontrol edip doğru ya da yanlış diyebiliyor. Çok enteresan bir çalışma. Mutlaka aşağıdaki videoyu izlemelisiniz diyorum. Video İngilizce ama altyazı Türkçe seçilebiliyor. TED videolarını Türkçeye çeviren böylece tüm okurlarıma bir kolaylık sağlayan ekibimize teşekkürlerimi iletiyorum. Bundan sonraki pek çok yazımda bu teşekkürü bulacaksınız 🙂

https://embed.ted.com/talks/lang/tr/david_merrill_demos_siftables_the_smart_blocks

MIT’den David Merrill ellinizde oynayabileceğiniz kurabiye büyüklüğünde olan bilgisayar programlı parçaları tanıtıyor. Geleceğin bu oyuncakları matematiksel işlemler yapabiliyor, müzik çalabiliyor, arkadaşları ile iletişime geçebiliyor.

MICROSOFT SURFACE COMPUTER | SMART Table

Bu masanın özelliği ekranının çoklu dokunuşa izin vermesi ve kendisi için üretilen yazılımların eğitime çok uygun olması.

 

EĞİTİMİN İHTİYAÇ DUYDUĞU CİHAZ NASIL OLMALI?


Yukarıdaki görsellerdeki cihaz OLPC XO-3 Tablet olarak geçiyor ve ucuz bilgisayarların son halkası olarak $100’dan düşük bir fiyata ve ister Windows ister Linux kurulu şekilde satılması planlanıyor. Aradaki maliyet farkının, ekonomik durumu iyi ülkelerin bağışları ile karşılanması için çalışmalar sürüyor.

  1. Ucuz olmalı. Her öğrenci satınalabilmeli ya da devletler bu gideri üstlenmeli kitap yerine bu cihazı temin etmeli.
  2. Ekranı dokunmaya duyarlı olmalı. Ek mouse gerekmemeli istenirse bir dijital kalemle daha hassas şekilde el yazısı ile yazı yazılabilmeli resim çizilebilmeli.
  3. Hafif olmalı.
  4. Çarpmalara düşmelere karşı olağanüstü korumalı olmalı. Bu NATO’nun güç şartları denebilecek üst satandartlar gözetilerek üretilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.
  5. Ekranı göz yormamalı hem okulda, hem evde kullanılacağı için LCD ya da LED ekranın göz yorması sorunu renkli elektronik mürekkep ya da OLED ekranlarla çözülmeli.
  6. Diğer tabletlerle iletişime geçebilmeli karışık network ayarları gerekmemeli. Sınıfa girildiğinde öğretmen bilgisayarı otomatik olarak ana bilgisayar olarak tanımlanarak küçük bir sınıf workgroup / çalışma grubu oluşmalı.
  7. Öğretmen test, okuma kağıdı, video, sesli anlatım, animasyon gibi birbirinden farklı pekçok materyali kolayca tabletlere aktarabilmeli. Geriye toplarken de bir veritabanı otomatik olarak verilen ödev ve doldurulan çalışma kağıtlarını sınıf bazında ve çalışma bzında indeksleyip saklayabilmeli.
  8. Milli Eğitim Bakanlığı öncülüğünde ücretsiz eğitim portalları üretilmeli sayısız denecek kadar çok kaynak erişime açılmalı. Internet’e bağlanmalı.
  9. Kitaplar üzerine notlar alınabilmeli.
  10. Sistemde dil eğitimi gibi başlıklar için otomatik telaffuz düzeltici yazılımlar olmalı. Yani öğrenci sistemle sesli iletişime geçince söylediği yanlış kelimelerin doğrusunu söyleyerek dil eğitiminde destek olabilmeli.
  11. Cihaz projeksiyona kablosuz bağlanabilmeli yani gerektiğinde ek bir bilgisayar almadan bir ara gösterim cihazına gönderip oradan projeksiyona görüntü verebilmeli. Böylece öğretmen bilgisayar kullanımında olduğu gibi sınıf içi anlatım ve örneklerinde masaya bağlı kalmamalı (Önümüzdeki yıllarda kablosuz HD standardı yaygınlaşacak. Tüm cihazlar televizyon ekran ve bilgisayarlar kablosuz olarak görüntü aktarabilecek)
  12. Podcast yayınlarla gerektiğinde sadece dinleyerek istediği bir konuyu takip edebilmeli.
  13. Bu cihaza görme özürlü öğrenciler için ek bir Brail alfabesine dönüştürücü kabartma noktalardan mini klavye ve gösterim cihazı takılabilmeli.
  14. İşitme engelliler için cihaz dışardan gelen konuşmaları ekranında yazıya dönüştürerek çevresinde konuşulanları anlamasını sağlayabilmeli.

MICROSOFT’UN 2018 VİZYONU

Aşağıdaki videonun bir kısmını oldukça önceden düşünmüş ve kurgulamıştım. Dünyanın farklı yerlerindeki iki sınıfın, duvardaki canlı interaktif tahta aracılığı ile karşılaşması. Bu proje üzerinde çalışırken video yayınlandı. Elbette henüz hiçbiri hayata geçmedi. Bu videodaki sınıf tahtası yazmaya duyarlı, üstüne çizili nesneleri tanımlayıp hareketlendirebiliyor (Köpeğin koşması) Dilden dile anında tercüme yapabiliyor hatta videoda kız öğrencinin “Benim kedim var senin de evcil hayvanın var mı?” sorusuna olumsuz yanıt verdiğinde sistem otomatik olarak kültürel bir farka işaret ediyor: Hindistan’ın bu yöresinde kediler pek sevilmiyor, kötü şans unsuru olarak görünüyor.

İki öğretmen farklı kıtalarda sanal haritalar üzerinde ders hazırlığı yaparken, teneffüsteki öğrenciler birbirleri ile etkileşim ile öğrenmeyi sürdürüyorlar. Veli olan Ayla Hn. ise kızının dersini takip edebiliyor. Bu videoda görülen ekran, OLED ekranlara benzese de daha ileri bir teknoloji olmak zorunda. Her milimetresinde bir bilgisayar olmalı. Hem gösterici cihaz, hem işlemci, hem kamera hepsi her zerresinde olmalı. Bu ancak nanoteknoloji ile mümkün olacaktır. Veriyi transfer ediş şekilleri de müthiş. Kısacası aşağıdaki 2018 yılı tahmini eğitim için beklentilerimi de daha iyi anlattığı için eklemeyi uygun gördüm.

ALTERNATİF UCUZ TEKNOLOJİK ÇÖZÜMLER

Johnny Lee adındaki araştırmacı oyun konsolu olarak tanıdığımız Wii kumandası alıcısı gibi temel parçalardan bir kaç bin dolarlık akıllı dijital tahta ve 3d oyunlarda ve eğitim sistemlerinde kullanılan koordinat belirleyici yönetici aparatlara geçiyor. Beş dolar ve on dolar dediğinde yükselen alkıştan anlayacağınız gibi adam bir dahi 🙂 (Şu an için Türkçe altyazı yok umarım ekip TED videolarını dilimize sosyal bir hizmet olarak çeviren harika dostlarım buna da bir el atarlar.)

https://embed.ted.com/talks/lang/tr/johnny_lee_demos_wii_remote_hacks

 

SON SÖZ

Teknolojik olarak nesilleri sınıflandıran terimlere göre şu anda çocukluğunda bu teknolojiler yokken zamanla öğrenen X kuşağı (1965 – 1987 yılları arası doğanlar), Y kuşağını (1988 – 2000 yılları arası doğanlar) eğitiyor. Y kuşağı doğduğundan beri teknolojiyle içiçeydi. Ama halen karşısına gelen eğitim öğretim teknikleri geleneksel metotlar ve araçlara dayalı. Hem X ve Y kuşağı öğretmenlerin, hem de Y kuşağı öğrencilerin eğitimdeki başarısı bundan sonraki süreçte teknolojiyi doğru yerde ve aktif olarak kullanmalarına bağlı olacak. Unutmayalım dünya test çözmekten ibaret değil…

Yorum bırakın